2 Nisan 2015 Perşembe

Aramızda Koca Bir Küresel Isınma Var


bir kancık akşamı daha yaşıyoruz şuanda
duvarlar rutubetli
gözler dopdolu bir otobüs gibi
yatak az önce banyodan çıkan bi kadının seslerine şahit
yağlı boyanın tarifsiz güzelliğine ekleniyordu gülen bir yüz
şimdi kirli dudaklardan şarkı mırıldanma zamanı...
uzak türkülere selam ederek
"Ardımda bırakıp gül çağrısını
Ayrılık anı bu sisli şarkıyı
Irmaklar gibi akıp uzun uzun
Terkediyorum bu kenti
Ahh, ölüler gibi

Şarkılar bir çığlığa sığınmaksa
Şimdi, sonsuz bir yangın gibi
Sevmesem öyle kolay çekip gitmek;
Yaralı bir kuş gibi

Kumral bir çocuğun yaz öyküsü bu
Şarkılarla geçtim aranızdan
Yalnızlar gibi susup uzun uzun
Düşlüyorum bu kenti
Ahh, bir aşk gibi"


aramızda koca bir küresel ısınma var
göz pınarlarımızı kurutmak da
yeryüzü kuraklık çekmek de
tepeye çıkmış bir dede
torunlarına öykü anlatıyor karanlıkta
nasıl becerirdi bu kadar parlak olmayı bilemiyorum
bir cigara içiyorum körleşmiş duygularımla
Neyzen Tevfik'in küfürlü ney sesleri kulağıma ilişiyor
perdeyi çekip resme bakıyorum
düşünüyorum "Bob Ross olsa ne derdi burada" diye
belki "yan tarafa bi rakı masası bir de üç-beş bahtsız bedevi" derdi
bilemiyorum, henüz ölmedim çünkü
sadece bunu sonlandırırken iki şey anımsıyorum:
bitmek bilmeyen bi sevgi, bir de uçsuz bucaksız bi kuyu
düşersem çıkamam, seversem biterim
ve gözümü sonsuza açmak üzere kapatırım
bir de şiir biter tabii.




Hazar AT


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder