19 Mart 2018 Pazartesi

Buna Antarktika Şahit

Eski bir karanlığın içine hapsolmuş gibiyim,
Yedi kıta yedi iklim buna gebe.
İnsanlık kana kusuyor şiddet çeperinde!
Yalnızlık tüm benliği ile sararken vücudumu;
Tenime, benime ve senime yabancıyım.
Hangi kuş konmaz acının metrukluğu bu?
Bilmiyorum, vicdanım iblisime yenik düştü.
Bitkinligimin bir anlamı olmalı, bu kanayan gönlümde... Ama yok.
Hangi fıtratın tomurcuğu bu, benim kör talihimi goncalaştıran?
Bilmiyorum, hiçbir şey bilmeyerek sorguluyorum kendimi.


Tanrı "Oku!" dedi, ben okuma yazmam yok diyemedim.
Kalbimden o kadar şey kaçırdım ki
Gök karaya çaldı, etrafa gürültüsünü salladı.
Derinden bir ilkindim.
Yaprak düşmez, kervan geçmez bir yere yol verdim kendime
Yolum o kadar cebelleşti ki yolsuzluğum ile
Devlet adamları bu işe kaçarak tepkisini gösterdi.
İnsan su birikintisinden kaçar mı çamur olacağını bile bile?
Kaçamıyor bazen...
İnsan kaçması gereken zamanı bile kollayamıyor, özlem çekerken.
İnsan olmanın en acı tarafı da bu;
İnsan olmasan dahi en büyük acıları insandan çekersin.
Buna Antarktika şahit.