mutfaktaki yiyecek atıkları,
plastik şişeler,
cam kırıkları etrafa karışmış
gözümü kan bürümüş olmalı
odaya karışmış şu lanet koku, iğrenç!
burnumu kesip atmalıydım uzun zaman önce
"soytarılık zor iştir" derdi büyük bilge
çoban yıldızını seyrederken
her gece ölmeyi arzulardım
"rastgele" dedi büyük kaptanlar
kaç ırmağı,
kaç denizi,
kaç okyanusu geçeceğimi bilmeden
akıntıya kürek çırpıyor gibiydim
rüzgar güzel bir şarkı mırıldanıyordu
antidepresanlarımı içmeyi unutmuştum
yaşamım ne zaman son bulacak bilmiyordum a
ma gitmemiz gerekir her zaman
Bırak artık boş yere çene çalmayı, vakit geç oldu
uykum yok, hiç olmadı
bağırdı tüm hiddetiyle; olmak zorunda
soytarılar uyumaz, palyaçolar gülmez
sonsuz uykudan da kaçamazsın
kaçmak isteyen kim, kendimi ona saklıyorum zaten
o zaman olmak zorunda
kendimi öldüremem ki, cesaretim yok
olmak zorunda...
Hazar AT
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder